Markalar genel itibariyle üç temel fonksiyon üzerine kurulurlar. Bunlardan ilki, kaynaktır. Yani ürün, hizmet ya da servisin kim tarafından üretildiği, hangi işletme tarafından pazara sunulduğuyla alakalıdır. Marka; ürün, hizmet veya servis haricinde sahipleri açısından da farklılaştırıcı role sahiptir.
Tüketici gözünde kaynak fonksiyonunun her ne kadar önemsiz olduğu düşünülse de, rakip medya atakları ciddi niteliklere ulaşmaktadır. İnsanlar global hayat standartlarında tükettikleri her ne ise, kim tarafından, nerede ve nasıl üretildiği konusunda bıkmadan usanmadan araştıracak seviyeye ulaşmıştır. Bu yüzden olsa gerek, şirketler kurum imajları elverişsiz olsa da, yeni markalarda şemsiye marka iletişim stratejileri ile bazen bitişik fakat çoğu zaman ayrı iletişim stratejileri izlemektedir. İnsanlar artık ayrı ya da aynı marka çatısı altında kaliteli hizmetin geliştirilip, sunulup-sunulmadığı noktasında uzman durumdadır.
Diğer bir fonksiyon ise markadır. Marka, iyi mal yerine kötü mal konulmasına karşı müşterileri korur. Müşteriyi malın kalitesini her defasında yeniden denemekten kurtarır. Müşteri marka sayesinde, malın kalitesinin ve diğer ayırıcı özelliklerinin aynı olduğunu teşhis edip tanıyabilir. Müşteri açısından önemli olan, malın kalitesinin garanti edilmiş olmasıdır. Müşterinin beğenisi, zamanla markanın o eşyanın adı ile özdeşleşmesine ve müşterinin o mal yerine o markayı istemesine yol açar. Örneğin; müşteri artık kağıt mendil değil, Selpak; ağrı kesici değil, Aspirin; tıraş bıçağı değil, jilet(Gillette) ister. Bu yaklaşım ''jenerik marka'' olarak adlandırılır. Dolayısıyla iyi marka olmak, jenerik markayı tamamen desteklemez. Tüketici piyasasında monopol edilmiş ürünün adını, kod adı/ürün adı olarak zihnine kodlayabilir.
Öte yandan marka, müşteriye daha malı alırken, satış sözleşmesindeki ayıba karşı tekeffül hükümlerine başvurulmasına gerek kalmayacağı şeklinde güven de vermeye çalışır. Marka sahipleri de, müşterilerine güven vermek, elde ettikleri marka itibarını sürdürmek ve ticaretlerini istikrarlı bir şekilde artırabilmek için, mallarının kalitesini bozmamaya azami çaba sarf ederler. Zira malın kalitesi üst düzeyde kaldıkça; bu düzeye ilişkin reklam çalışmaları ile müşteri kaybetmekten ve rekabetten korkmayı ortadan kaldırmaktadır. Kalitenin devamlılığında ve malların kullanılmasına ilişkin
hizmetlerin tamamında, bir garantiyi ifade ettiği sürece müşteri çevresini kaybetmeyeceği hususunda garanti oluşturur.
Son fonksiyon ise ''reklam''dır. Ve bence, reklamı konuşmaya artık hiç gerek yoktur.